Her insanın hayatını sürdürürken istemsizce bazı şeyleri takıntı haline getirdiğini biliriz. Temizlik takıntısı, kıyafet takıntısı gibi. Bu şekilde takıntılı insanlarla aynı hayatı sürdüren insanlar çoğu zaman zorlanırlar.
Otizmli bir bireyin ise birden fazla takıntı haline getirdiği şey olabilir. Hatta hayatının her rutini birer takıntıdır. Bir otizmli birey yemek yerken kullandığı çatal kaşıktan tutun hangi saatlerde ne yediğini nasıl yediğini bile takıntı haline getirir. Oğlumdan örnek vermek istiyorum sizlere; benim oğlum yemek yerken öncelikle taneli bir yiyecek ise onları boy sırasına göre dizer. Katı bir yiyecek ise dıştan içe doğru daireler çizerek ısırarak tüketir.
Başka bir takıntı konusu da terslikler... Örneğin oğlum araçların amacının bir yerden bir yere gitmek için olduğunu biliyor, buraya kadar sorun yok, ancak bir aracın geri geri gitmesi oğluma göre aracın amacı dışında kullanımı anlamına geliyor, buda onun öfke nöbetleri geçirmesine sebep olabiliyor.Aynı şekilde yolda yürürken ters istikamete dönmemiz, tanıdık birinin evine giderken yol üzerindeki başka birine uğramamız gibi bazı rutini bozan durumlar oğlumu fazlaca öfkelendirebiliyor.
Bu durumun üzerine gitmek yerine farklı şeyler denemeliyiz. Örneğin öfke nöbeti anında onun sakinleşmesini bekleyip, sonrasında arabaların geri geri gitmesi de gerektiğini, yolda giderken bir yere uğramamız gerektiğini, yada olduğumuz noktadan geri dönersek yolun dahada kısalabileceğini ; her defasında göz hizasına inerek sebep sonuç ilişkisi kullanarak anlatmalı, bunu kendisinin de fark etmesini sabırla beklemeliyiz.
El çırpmak, parmak ucunda yürümek, parmaklarıyla oluşturduğu hayali bir kuşu uçurmak, her cismi sıraya dizmek, minik cisimleri parmağıyla döndürmek gibi oğlumda baş etmeye çalıştığımız bir çok takıntı var ve bunların zamanla geçeceğini umuyorum... Sizlerinde bu gibi durumlarla karşı karşıya kaldığınız anlarda izlediğiniz yolları duymaya can atıyorum..:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder